Arama Sonuçları

Bu buluşmada Erasmus+ Teach with Purpose Okul İşbirliği proje ortaklığımız kapsamında geliştirilen öğretmen eğitim materyallerini, öğretmen ihtiyaç analizinin sonuçlarını ve Proje Tabanlı Dil Öğretiminde Geriye Doğru Tasarım yol haritasını paylaşıldı.

Türkiye’nin genç teknoloji meraklıları, toplumsal sorunlara yapay zeka ile çözüm üretmek için buluşuyor! AI Startup Studio , gençlerin yapay zeka temelli projeler geliştirerek toplumsal sorunlara çözüm üretmelerini hedefleyen, üç aşamalı sarmal bir inkübasyon  programıdır. Bu program, lise öğrencilerinin yapay zekâ hayallerini eğitimler, mentörlük ve koçluk seansları ve demo günleri aracılığıyla gerçek bir AI Girişimci DNA ’sına dönüştürerek onları geleceğin teknoloji kahramanları olmaya hazırlamaktadır. Kimler Katılabilir? 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencileri, teknolojiye ilgi duyan, yenilikçi düşünen ve toplumsal sorunlara çözüm üretmek isteyen herkes bu programa katılabilir. Kodlama bilginizin olmaması bir engel değildir; merak ve öğrenme motivasyonunuz yeterlidir. Program Neleri Kapsıyor? Eğitimler ve atölyelerMentor ve koçluk desteğiProje geliştirme ve demo günleriBu süreçte, yapay zeka becerilerinizi geliştirecek, girişimcilik yetkinlikleri kazanacak ve projelerinizi etkili bir şekilde sunma fırsatı bulacaksınız. Nasıl Başvuru Yapabilirsiniz? Başvurular, bu form üzerinden alınacaktır. Başvurular bireysel veya takım olarak yapılabilir; her takım en az 2, en fazla 3 öğrenciden oluşmalıdır. Başvuru sırasında proje fikrinizin kısa bir açıklamasını paylaşmanız gerekmektedir. Fikirler, toplumsal sorunlara yapay zekâyla çözüm getirmeye odaklanmalıdır. Detaylar Başvurular son tarihe kadar güncellenebilir; en son gönderilen başvuru değerlendirilecektir. Detaylı program yalnızca olumlu sonuçlanan katılımcılarla paylaşılacaktır. Son Başvuru Tarihi: 30 Eylül, 23:59   Detaylar bilgi için tıklayınız... AI Startup Studio web sitesini incelemek için tıklayınız:   https://www.yapayzekayildizlari.org/ai-startup-studio Başvuru yapmak için tıklayınız: https://habitatdernegi.org/blog/ai-startup-studio/

30 Nisan 2025’te Kadıköy’de düzenlenen GençİST Arama Konferansı , adli sisteme girmiş veya risk altında olan çocukların toplumsal katılımını güçlendirmek amacıyla kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirdi. Konferansta; yoksulluk, okul terki, aile içi ihmal ve akran zorbalığı gibi risk faktörleri ele alınırken; güçlü okul bağları, gönüllülük temelli destekler ve mahalle odaklı hizmetler önemli koruyucu unsurlar olarak öne çıktı. Katılımcılar, çocuk meclisleri kurulması, gönüllü destek ağlarının yaygınlaştırılması, dijital hak bilgilendirme araçları ve aileyi sürece katan programların hayata geçirilmesini önerdi. Etkinlik sonunda, çocukların karar alma süreçlerine doğrudan dahil edilmesi, kamu–STK iş birliğinin güçlendirilmesi ve yerel yönetimlerin çocuk odaklı hizmetlerinin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. GençİST Projesi , çocukların güvenli, destekleyici bir çevrede büyümesini sağlamak üzere demokratik katılım ve yerel yönetişim ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürecektir. Proje Ortakları - Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TÇYÖV) - Kadıköy Belediyesi - Deneyimsel Eğitim Merkezi Derneği Raporun tamamı için:

Vodafone, WWF-Türkiye ve Habitat Derneği olarak güçlerimizi birleştirerek “Dünya İçin Lazım” projesini hayata geçirdik. Projemizin amacı: Dünya İçin Lazım projesi kapsamında elektronik atıklar geri dönüştürülmek üzere Vodafone mağazaları veya anlaşmalı kargo firması aracılığı ile toplanmakta; geri kazanılan e-atıklar 7-14 yaş arası çocuklar için doğa eğitimine dönüşmektedir. Böylece doğayı korumakla kalmıyor onu korumaya devam edecek nesillerin yetişmesine de katkıda bulunuyoruz. Projedeki amacımız; · e-atıkları dönüştürerek çevremize “sıfır atık” katkısında bulunmak, · e-atık dönüşümleri sayesinde doğa bilinci gelişen bir topluluğun oluşmasını sağlamak, · vereceğimiz sürdürülebilirlik eğitimleriyle bu toplulukları geliştirerek büyütmek, · bu toplulukların da gelecekte doğa bilinci olan ve bu bilinci etrafa yayan elçiler yetiştirmesini sağlamak. “Dünya İçin Lazım” kapsamında düzenleyeceğimiz atölyeler, eğitimler, yaratıcı etkinlikler, yarışmalar ve dijital içerikler aracılığıyla iklim krizi, enerji verimliliği, sıfır atık ve e-atıkların önemi gibi kritik konularda bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştireceğiz. Hedeflerimiz: ·  81 ilde 60.000 kişiye doğa eğitimi vermek ·  15 ton e-atığın geri dönüştürülmesini sağlamak Projede atölyeler, eğitimler, yaratıcı etkinlikler ve yarışmalar düzenlenmekte; sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları teşvik edilmektedir. Projemiz hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki bağlantıları ziyaret edebilirsiniz: ·      Dünya İçin Lazım Projesi: Vodafone   ·      Dünya İçin Lazım Projesi: WWF-Türkiye   ·      Dünya İçin Lazım Projesi : Habitat Derneği   Projeye dair görüş ve önerileriniz için bize her zaman ulaşabilirsiniz.  ️ E-posta: surdurulebilirlik@habitatdernegi.org Habitat Derneği hakkında: Habitat Derneği, dijitalleşen dünyayla uyumlu, sürdürülebilir kalkınma odaklı, kapasite artırıcı ve etkisi ölçülebilir projeler üreten bir sivil toplum kuruluşudur. 30 yıldan beri hiçbir ayrım gözetmeksizin, Türkiye’nin 81 ilinde binlerce gönüllüyle toplumun tüm kesimlerine ulaşan faaliyetler yürütmektedir. Uluslararası ağlardan ve gönüllülerinin enerjisinden aldığı güçle, sürdürülebilirlik, girişimcilik, dijital dönüşüm ve kapsayıcı büyüme alanlarında çalışmalarını sürdürerek, ulusal ve uluslararası iş birlikleri aracılığıyla toplumun gelişimine katkı sağlamaktadır. Daha fazla bilgi için www.habitatdernegi.org adresini ziyaret edebilir veya @habitatdernegi kullanıcı adıyla tüm sosyal mecralardan çalışmaları takip edebilirsiniz.   Vodafone hakkında Vodafone, Avrupa ve Afrika’nın önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden biridir. 15 ülkede 340 milyonu aşkın müşteriye mobil ve sabit iletişim hizmetleri sunuyor, 45’ten fazla ülkede daha mobil ağlarda iş ortaklıkları yürütüyoruz. Aynı zamanda, dünyanın en büyük Nesnelerin İnterneti (IoT) platformlarından birine sahibiz. Afrika’da, finansal teknoloji kurumlarımız, 7 ülkede yaklaşık 83 milyon kişiye hizmet veriyor ve diğer hizmet sağlayıcılardan daha fazla işlem yönetiyor. Daha iyi bir gelecek hedefiyle, bireylerin ve kurumların yaşam kalitesini artıran, kapsayıcı ve sürdürülebilir toplumların ilerlemesine yardımcı olan teknolojileri sunuyoruz. 2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak ve çevresel etkimizi azaltmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Daha fazla bilgi için www.vodafone.com adresini ziyaret edebilir, @VodafoneGroup X hesabımızı takip edebilir ve www.linkedin.com/company/vodafone adresinden LinkedIn bağlantısı kurabilirsiniz. WWF-Türkiye Hakkında 1975 yılında Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin kurulmasıyla 50 yıl önce çıktığımız doğa koruma yolunda bugün WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) olarak 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren WWF (World Wide Fund for Nature) ağının bir parçasıyız. WWF’in küresel çalışma alanları Denizler, Biyoçeşitlilik, Tatlı Su, İklim Enerji, Ormanlar, ve Gıda ve Tarım olmak üzere altı ana alanda ve bu alanlarla bağlantılı olarak Eğitim, Gönüllülük ve Plastik gibi başlıklarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Doğa tahribatı, iklim değişikliği, doğal kaynakların aşırı tüketimi, kirlilik, yasadışı avcılık gibi insan kaynaklı sorunlarla mücadele ederek doğal yaşam alanlarının azalması ve türlerin kaybıyla sonuçlanan tehditleri durdurmayı amaçlıyoruz. Doğada tür ve alan kaybının olmadığı, ayak izimizin azaltılarak doğal kaynakların sürdürülebilir kullanıldığı ve insanın doğayla uyum içinde yaşadığı bir gelecek için çalışıyoruz. Daha fazla bilgi için www.wwf.org.tr adresini ziyaret edebilir veya @wwf_türkiye kullanıcı adıyla instagram hesabımızdan çalışmalarımızı takip edebilirsiniz.

Bu belge, Bulgaristan, Romanya, İtalya ve Türkiye’den derlenen Proje Tabanlı Dil Öğrenimine dair 24 iyi uygulamanın bir tanımını içermektedir. Belgenin temel amacı, karşılaştırılabilir veriler sunmaktır. Bu veriler analiz edilerek bir metodoloji ve eğitim programı geliştirilmesi için kullanılacaktır. Bu araçlar, geriye doğru tasarım (backward-design) yaklaşımına dayalı olacak ve dil öğrenimi için proje tabanlı bir ortamın etkin şekilde uygulanmasını destekleyecektir.

Masa başı analiz kapsamında, her bir ortak, önerilen ve üzerinde anlaşılan yapı doğrultusunda masa başı analiz gerçekleştirmiştir. Analiz, genel dil öğretimi ve öğrenimi yöntemleri, yabancı dil öğretimi ve öğrenimi yöntemleri, dil becerilerinin öğretimine yönelik özel programlar, Proje Tabanlı Öğrenim (PTÖ) ve Proje Tabanlı Dil Öğrenimi (PTDÖ) çerçeveleri, PTÖ için çevrim içi araçlar, PBLL tasarımı ve uygulanması için öğretmen eğitim programları ile okul sistemi ve diğer paydaşlar (veliler, diğer öğrenciler, meslektaşlar, toplum) arasındaki iş birliği konularını içermektedir. Bu analiz, ortak ülkeler arasında karşılaştırılabilir bilgiler sunmak ve ileri düzeydeki analitik ve metodolojik çalışmaları desteklemek amacıyla yapılmıştır. Masa başı analiz, öneriler ile tamamlanacaktır.

Bu belge, Bulgaristan, İtalya, Romanya ve Türkiye'deki öğretmenlerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için geriye dönük tasarım yaklaşımını benimseyen Proje Tabanlı Dil Öğrenimi (PTDÖ) için ayrıntılı bir metodoloji çerçevesi sunmaktadır. Eğitimcileri, özellikle çok dilli ve çok kültürlü sınıflarda kapsayıcı, öğrenci merkezli öğrenme ortamları oluşturmak için gerekli araç ve stratejilerle güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Çerçeve, Roman çocuklar ve dil engeliyle karşılaşan öğrenciler gibi ötekileştirilmiş gruplar da dahil olmak üzere çeşitli öğrenci nüfusları için öğretmen kapasitesini geliştirmek ve eğitim çıktılarını iyileştirmek için pratik, araştırmaya dayalı çözümler sunmaktadır. Temel amaç, ilköğretim eğitimcilerine yönelik müfredat ve mesleki eğitim programlarının geliştirilmesine rehberlik etmektir. PTDÖ'nün öğretim sürecine entegrasyonunu kolaylaştırmayı ve yapılandırılmış, yenilikçi yöntemlerle öğretim uygulamalarını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Çerçeve, öğretmenleri PTDÖ müfredatı tasarlamak ve uygulamak için gerekli olan gelişmiş pedagojik, organizasyonel ve kişiler arası becerilerle donatmaya odaklanmaktadır. Bu müfredatlar, dil edinimini proje tabanlı etkinliklerle dengeleyerek özgün ve anlamlı öğrenme deneyimleri yaratır. Bu anlayış, özünde geriye dönük tasarım yaklaşımı üzerine inşa edilmiştir. Bu yöntem, istenen öğrenme çıktılarını belirleyerek ve bunları değerlendirme yöntemleri ve öğretim stratejileriyle uyumlu hale getirerek başlar. Ders planlamasında hem süreci hem de ürünü vurgulayarak, öğretim faaliyetlerinin belirli hedefleri karşılamak ve öğrenci başarısına net bir şekilde odaklanmak için kasıtlı olarak tasarlanmasını sağlar. Bu çerçeve, öğrencilerin farklı dilsel ve kültürel geçmişlerine hitap ederek kültürel ve dilsel duyarlılığı metodolojisine entegre eder. Sınıf içeriğini öğrencilerin yaşadıkları deneyimleriyle ilişkilendiren kültürel olarak ilgili pedagojiyi vurgular ve iki dilli ve çok dilli sınıflar için araçlar sağlar. Ayrıca, bu çerçeveyi temel alan proje, teorik bilgileri pratik uygulamalarla birleştiren kapsamlı bir öğretmen eğitimi sunmaktadır. Eğitim modülleri, farklılaştırılmış öğretim, sınıf yönetimi ve yansıtıcı uygulamalar gibi konuları içermekte ve öğretmenleri PTDÖ sınıfında öğrenci katılımını, eleştirel düşünmeyi ve işbirliğini teşvik edecek stratejilerle donatmaktadır. Yenilikçi öğretim uygulamaları bu yaklaşımın merkezi bir bileşenidir. Pratik uygulamalarıyla paralel disiplinler arası ve katılımcı öğretim yöntemlerini savunur ve içerik, kültür ve dille bütünleşik öğrenmenin kullanımını teşvik eder. Dijital araçlar ve teknolojiler, öğrenme deneyimini geliştirmek ve hem uzak hem de hibrit sınıfları desteklemek için entegre edilmiştir. Değerlendirme ve geri bildirim sistematik olarak çerçeveye dahil edilir ve öğrenci ilerlemesini izlemek için biçimlendirici ve özetleyici araçlar vurgulanır. Portfolyolar, sunumlar ve işbirlikçi projeler gibi performansa dayalı değerlendirmeler, öğrenci öğreniminin kapsamlı bir değerlendirmesini sağlamak için teşvik edilmektedir. Öğretmenlerin yöntemlerini iyileştirmelerine ve sonuçları iyileştirmelerine yardımcı olmak için yansıtıcı uygulamalar da dahil edilmiştir. Belge, öğrencileri işbirliği, kültürel anlayış ve pratik problemleri çözme gibi 21. yüzyıl becerileriyle donatarak kapsayıcı, yetkinlik temelli eğitim için Avrupa Birliği hedefleriyle uyumludur.(1) Öğrencileri küreselleşmiş bir dünyada başarılı olmaya hazırlarken öğretmenler için mesleki gelişim ve sürekli öğrenmenin önemini vurgulamaktadır. Geriye Dönük Tasarım (GDT) üzerine inşa edilen PTDÖ çerçevesi, değişen eğitim ihtiyaçlarına uyarlanabilir ve duyarlı kalarak, geçmişi ne olursa olsun tüm öğrencilerin anlamlı bir şekilde etkileşime girebileceği, potansiyellerine ulaşabileceği ve yaşam boyu başarı için gereken becerileri geliştirebileceği bir sınıf vizyonunu teşvik eder.

Deneyimsel Öğrenme: Senin İçin Neden Önemli? Öğrenirken gerçekten deneyimlediğin bilgilerin daha kalıcı olduğunu fark ettin mi? İşte tam da bu yüzden Deneyimsel Öğrenme Kuramı giderek daha fazla önem kazanıyor. Akademik dünyada olduğu kadar, markaların eğitim, içerik üretimi ve pazarlama stratejilerinde de etkili bir araç haline geliyor. İzmir Demokrasi Üniversitesi’nden Prof. Dr. İlke Evin Gencel ve Mustafa Erdoğan’ın araştırmaları, Kolb’un öğrenme modelinin zamanla nasıl geliştiğini ve bireylerin öğrenme süreçlerini nasıl etkilediğini gösteriyor. Peki, bu sadece akademik bir teori mi? Hayır! Sen de öğrenirken ya da bir marka ile etkileşime geçerken deneyimsel öğrenmenin farkını hissedebilirsin. Deneyerek Öğrenmek: Sana Nasıl Fayda Sağlar? Deneyimsel öğrenme, bilgiyi sadece okuyarak değil, bizzat deneyimleyerek, gözlemleyerek ve uygulayarak öğrenmeni sağlar. Kolb’un modeline göre bu süreç dört aşamada gerçekleşir: • Somut Deneyim : Bir şeyi doğrudan deneyimlersin. • Yansıtıcı Gözlem : Bu deneyimi analiz edersin. • Soyut Kavramsallaştırma : Öğrendiklerini zihninde şekillendirirsin. • Aktif Uygulama : Bilgiyi pratiğe dökersin. Bugün bu model daha da genişleyerek farklı öğrenme stillerine uyarlanıyor. Yani artık herkesin öğrenme süreci daha kişiselleştirilmiş durumda! Markalar Neden Seninle Etkileşime Geçmeli? Bir markayla kurduğun bağ, sadece bir ürün satın almakla sınırlı değil. Senin deneyimin, o markayı nasıl hissettiğini belirliyor. İşte bu yüzden birçok marka, reklamlarında ve içerik stratejilerinde deneyimsel öğrenmeyi kullanmaya başladı. ✅ Senin İçin Kişiselleştirilmiş Deneyimler Kozmetik markalarının artırılmış gerçeklikle (AR) sanal makyaj denemesi sunması gibi… ✅ İçeriğe Katılımını Artırmak Giyim markalarının kendi kombinini oluşturmanı sağlayan interaktif araçlar sunması gibi… ✅ Daha Etkili Kurumsal Eğitimler Bir şirkette çalışırken eğitimleri sadece izlemek yerine, doğrudan projeler üzerinden öğrenmek gibi… ✅ Sana Duygusal Bağ Hissettiren Reklamlar Otomobil markalarının sana test sürüşü deneyimi yaşatması gibi… Sen de Bu Dönüşümün Parçası Olabilirsin! Eğer bir marka yönetiyorsan veya içerik üretiyorsan, sen de deneyimsel öğrenmeyi merkeze alarak müşterilerine ya da takipçilerine sadece bir şey anlatmak yerine, onlara yaşatabilirsin. 🎯 Eğitim videolarını interaktif hale getir. 🎯 Kullanıcılarını içeriğinin bir parçası yap. 🎯 Deneyim temelli pazarlama stratejileri oluştur. Bugün, deneyimi merkeze alan bir yaklaşım benimseyerek fark yaratabilirsin. Unutma, öğrenmek ve keşfetmek sadece bilgi almak değil, o bilgiyi yaşamakla mümkün! Yazının Devamı: https://www.ithinkso.co/blog/ilke-evin-gencek-marka-deneysel-yaklasim

Bu kitapçık, 27-28 Nisan 2024 tarihlerinde Bursa Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde (GUHEM) düzenlenen ve sektörler arası iş birliğini güçlendiren Metot Fuarı’nın sonuçlarını siz değerli okuyucularımıza sunmaktadır. Avrupa’nın “Tool Fair” konseptinden esinlenerek Türkiye’ye uyarlanan bu etkinlik, eğitim, iş dünyası, sivil toplum ve kamu gibi farklı sektörlerden 110 katılımcıyı bir araya getirerek öğrenme dünyasına yenilikçi bir perspektif kazandırmıştır. Metot Fuarı, deneyimsel öğrenme yaklaşımını merkeze alarak bilgi paylaşımı, yaratıcı iş birlikleri ve öğrenme deneyimi tasarımlarına ilham veren 18 atölye çalışmasını başarıyla gerçekleştirmiştir. Kitapçıkta, fuarda yer alan her bir atölyenin detayları, deneyimsel öğrenme metotları ve eğitimcilerin bilgi birikimleri yer almaktadır. Bu içerik, bireysel ve kurumsal gelişime katkı sağlayacak, uygulamaya dönük yenilikçi fikirler ve ipuçları sunmaktadır. Metot Fuarı’nın gerçekleştirilmesinde emeği geçen başta GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu ve ekibine, değerli eğitimcilerimize ve etkinliğe katılım sağlayarak ortak bir öğrenme yolculuğu oluşturan tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz. Gelecekte daha geniş kapsamlı Metot Fuarlarında buluşarak bu paylaşım ve iş birliğini sürdürmeyi hedefliyoruz. Kitapçık, öğrenmeye ilham veren bir rehber niteliğinde hazırlanmıştır. Her sayfasında yenilikçi uygulamaları keşfedecek ve öğrenme süreçlerinize değer katacak fikirler bulacaksınız.

03:20 - Deneyime Dönüşüme Alan Açmak 05:04 - Öğrenme Stilleri 10:51 - Deneyimsel Öğrenme Döngüsü 14:12 - Eğitmen Rolleri ve Öğrenme Döngüsü 15:20 - Dönüşüme Başlamak 22:47 - Topluluk Olma Bir aradalık Deneyimi 23:31 - Eğitim Ortamında İletişimimiz Ne Kadar Çeşitli? Peki Nasıl? 25:25 - Eğitim Ortamının Dizaynı 25:40 - Demokratik, Katılımcı ve Barışçıl Sınıf Ortamı 26:06 - Süreç Odaklı Yaklaşım 26:45 - Doğru Soru Yöneltme 27:05 - Yönlendirme 27:41 - Otorite 28:05 - Davranışlar 29:12 - Geri Bildirim 30:05 - Görünürlük ve Etki Alanları

00:00 Kavram Olarak Proje 01:40 Projenin Ana Özellikleri 04:13 Projenin Yönetiminin Tarihçesi 05:37 Proje Yönetimini Tetikleyen Kuruluşlar 8:20 Proje Yönetiminin Adımları 10:22 Proje Süreçleri ve Konu Grupları 11:31 21. Yüzyıl ve Değişen Dünya 12:41 21. Yüzyıl Yetkinlikleri 14:09 Proje Yöneticisi 14:30 Öğrenme Metodolojisi 15:13 Değişen Dünya ve Gelişen Proje Yönetimi Anlayışı 17:07 AGILE İlkeleri 19:10 Waterfall vs AGILE 34:37 Scrum Çerçevesi 36:45 Deneyimsel Öğrenme ve Proje Yönetimi 39:15 Nasıl Entegre Ederiz 50:15 Çevik Yönetim Anlayışı 52:32 Proje Yönetimi Eğitimleri 59:00 Sonuç 01:03:17 Tartışma