🎯 Öğrencilerin birlikte üretme ve iletişim becerilerini geliştirmek amaçlandı.
🏷️ #Demokrasi #Grupdinamiği #İletişim
👨👨👦 Min. 15, Maks. 30 kişi & 18+
⏰ 90 dakika
✂️ Üç metre ip Renkli tahta kalemleri A4 Kağıdı grup sayısı kadar.
👣 ADIM ADIM UYGULAMA
YÖNERGE
Öğrencilerle bir araya gelinerek yapılacak çalışmanın amacı ve işleyişi, kullanılacak metot hakkında detaylı bilgi verilir.
Kullanılan yaygın eğitim metodu; katılımcıların aktif olduğu, öğrenen öğreten döngüsünün dışına çıkarak birlikte öğrenme ortamının kurgulandığı bir yapıyı ifade eder.
Öğrenciler ayağa davet edilerek bir çember oluşturulur. İp yumağını eline alan ilk kişi çemberde istediği herhangi bir kişiye ip yumağını atar, atarken ipi attığı kişiyi olumlu bir sıfat ile niteler. (paylaşımcı X, sakin Y) Niteleyeceği sıfatı belirlerken arkadaşında gözlemlediği özelliklerden yola çıkması beklenir. İp yumağını alan kişi ipi bir defa koluna dolayarak çemberde bir başka kişiye olumlu bir sıfatla niteleme yaptıktan sonra atar. Çember bu şekilde tamamlanır. İpin herkese atılması önemlidir, ipi bir defa alan kişiye çember tamamlanana kadar tekrar ip atılmaz.
Ayrıca kişi kendisine söylenen sıfattan memnun kalmazsa değişiklik talep edebilir.
Çemberde ipin herkese ulaşma süreci devam ederken kolaylaştırıcı söylenen olumlu sıfatları tahtaya yazar. Uygulamanın ilk kısmı çemberde herkese ip ulaştığında ve söylenen tüm sıfatlar tahtaya yazıldığında sona erer. Bu kısımda katılımcılarla şu sorulara cevap aranır;
Nasıl bir şekil görüyoruz?
İpi atarken/bize ip atılırken kendimizi nasıl hissettik?
Bu sorulara verilen cevaplardan da yola çıkarak, ipin çember içinde yer alan herkese ulaştığı, herkesin birbiriyle ilişki/iletişim içinde olduğu, ipe yönelik yapılan her hareketin ipi tutan herkesi bir şekilde etkileyeceği vurgusu yapılarak ilk kısmın çözümlemesi tamamlanır. İpi en son alan kişi kimden aldı ise ona geri atarak çözülme gerçekleştirilir. Bunu yaparken sıfat söylenmez. Herkes ipten çözüldüğünde ikinci kısma geçilir.
Uygulamanın ikinci kısmında katılımcılar iki gruba ayrılır. Tahtaya yazılan kelimeler de yarı yarıya bölünerek gruplara verilir. Gruplardan birinin şiir diğerinin şarkı yazması beklenmektedir. Bunu yaparken kendilerine verilen kelimeleri mutlaka kullanmalıdırlar ayrıca yeni kelimeler ekleyebilme hakları vardır. Şarkı ve şiir yazmak için toplam süre 15 dakikadır. Sürenin sonunda gruplar hazırladıkları çalışmaları birbirlerine sunarlar, çalışma sonlandırılır.
BİLGİLENDİRME VE DEĞERLENDİRME
Çalışma tamamlandıktan sonra çemberde çözümleme kısmına geçilir. Çözümleme kısmında aşağıdaki sorular çerçevesinde bir çözümleme gerçekleştirilir.
Grup çalışması sırasında nasıl hissettiniz?
Grup çalışmaları nasıldı, çalışmalar esnasında neler oldu?
Gruplarda iş birliği yapıldı mı? Yapıldı ise nasıldı?
Karar alma mekanizması nasıl işledi? Gruplar nasıl karar aldılar?
Grup üyeleri birbirini gözetti mi?
Katılımcıların grup çalışmasına katılımı nasıldı? Herkes istediği ölçüde katılım
gösterebildi mi?
Beraber bir şey üretmek nasıldı?
Süre yeterli oldu mu, tüm süreçte nasıl organize olundu?
Hazırlanan çalışmayı sunmak nasıldı?
Diğer grubun çalışmasını izlemek nasıldı?
Günlük hayatta birlikte bir şey yapmak gerektiğinde neler oluyor?
Tüm bu sorulara verilen cevaplardan yola çıkarak katılımcılarla aşağıdaki bilgiler paylaşılır.
Ekip/Takım/Grup çalışmaları esnasında her katılımcının istediği ölçüde gruba dahil olabilmesi, söz söyleme hakkına ya da sessiz kalma hakkında saygı duyulması katılımcılığın esaslarındandır. Ortaya konan çalışmanın ekip tarafından meydana getirildiğini söyleyebilmek için herkesin ilgi, beceri, yeterlik ve gönüllülüğü çerçevesinde çalışmaya dahil olması beklenir. Tüm bu süreci işletirken iletişimin önemi devreye girer. Çünkü iletişim kurmak her zaman sandığımız kadar kolay olmaz. Bizim anlattığımızı varsaydığımız şey ile karışımızdaki insanın anladığı uyuşmayabilir. Bundan emin olabilmenin yolu birtakım araçlar kullanarak aradaki iletişimi netleştirmektir. İletişimde bazı ögeler vardır ki bilindikleri ve araç olarak kullanıldıkları takdirde işimizi kolaylaştırır.
Bunlar; aktif dinleme, empati ve sen dili-ben dilidir.
Aktif dinleme; İletişimde daha çok ne söyleyeceğimize odaklanma eğilimi göstersek de dikkatimizi karşı taraftan bize iletilenin ne olduğuna odaklamak; anlatmak istediğimiz şeyi ifade etmemizi kolaylaştıracak, karşımızdaki insanın dilinden konuşmamıza yardımcı olacaktır. Bu nedenle iyi bir dinleyici olmak karşı tarafı anlamaya dair bir motivasyona sahip olmak oldukça önemlidir.
Karşı tarafı aktif biçimde dinlerken, sorular sormak, ( “bunu mu demek istedin?” “söylediklerin şunu anlıyorum doğru mu?” “ söylediklerin ben de şunu çağrıştırdı ne dersin, olabilir mi?” vs. ), hislere odaklanmak, (“şöyle hissetmiş olabilir misin?”
“anlattıkların bende şu hissi yarattı, ne dersin?”) göz teması kurmak, beden ile karşı tarafa yönelmek, anlatılanlardan öğreneceklerimiz olacağını düşünerek hareket etmek ve dinlemenin bir süreç olduğunu akılda tutmak yapılacak en önemli şeylerdir. Bir diğer deyişle bunları yaptığımızda karşı tarafı aktif biçimde dinlemiş oluruz.
Empati; Empatinin ne olduğunu, tanımını sorduğumuzda çoğunluktan aldığımız cevap “kendini karşı tarafın yerine koymaktır.” oluyor. Burada çok ince bir çizgi ile bu tanımı genişletmek, biraz daha derinlemesine yorumlamak anlamlı olacaktır.
Çünkü bu hali ile bu tanım bir kişinin bir diğerinin yerine geçmesi, onun hissettiğini hissetmesi gerektiği gibi bir algıda tıkanabiliyor. Oysa her bireyin biricik olduğu varsayımından yola çıktığımızda yaşanan her durumdaki hisler/düşünceler/davranışlar o bireyin deneyimlediği ve ona özgü olan şeyler olarak karşımıza çıkıyor. Bununla beraber bu demek değil ki kişinin deneyimlediği hisleri/düşünceleri/davranışları anlayamayacağız, tahmin edemeyeceğiz. Aksine empati kurmak dediğimizde öncelikli odağımız karşı tarafın deneyimlediği şey her ne ise onu tanıma, anlama motivasyonumuzun olmasıdır. Karşı tarafın başına gelen olay karşısındaki his/düşünce/davranışının altında yatan sebeplerin neler olabileceği, karşı tarafın hangi ihtiyaçlarının karşılanmamış olduğu, tüm bunların ona neler hissettirdiğini/düşündürdüğünü/nasıl davranmaya yönelttiğini anlama süreci başlı başına empati kurma eylemidir. Bir diğer deyişle karşımızdaki kişinin alanını tanıma, anlama yolculuğu da diyebiliriz empati için. Empatik olmak dediğimiz şey de tıpkı dinlemek gibi bir süreçtir, epey emek, zaman ister. Sabırla ve merakla yoğrulan bu süreç bize çok şey öğretir.
Sen dili-ben dili; aktif biçimde dinlerken de, empati kurarken de en önemli araçlardan biri ben dili kullanmaktır. Ama öncesinde sen dilini açıklayalım. Sen dili, suçlayıcı bir içeriğe sahip olan direkt olarak karşı tarafı özne kabul ederek kurulan cümlelerden meydana gelir. Örneğin; “geç kaldığın için, yetişemedik.” “dikkatsizliğinden bıktım, sürekli arkanı topluyorum.” gibi. Sen dili kullandığımızda karşı taraf ya komple iletişim kurmaktan vazgeçecek ya da direkt olarak kendini savunmaya geçecektir. Bu durumda çözülemeyen bir çatışma ortamına doğru itilme olasılığımız çok yüksektir. Etkili bir çözüm; sen dilinden vazgeçerek ben diline yönelmek, özneyi karşımızdaki kişi olmaktan çıkararak yaşanan durum/olay ve biz de yarattığı hissiyata yöneltmek olabilir. Örneğin, “sen buluşmamıza anlaştığımız saatte gelmediğin için, benim için çok önemli olan iş görüşmesine yetişemedim, şuan hem çok kızgın hem de çok üzgün hissediyorum.” “bir işi yaparken yeterince dikkatli davranmadığında eksik kalan şeyleri sürekli ben tamamlıyorum ve bu beni çok yoruyor.” gibi. Ben dilini kullandığımızda karşımızdaki kişinin ortaya çıkan sonucu görmesi kolaylaşacak böylece kendi davranışının sebeplerine dair farkındalık kazanabilecektir. Bu farkındalık beraberinde kişiye yaptığı davranışın sorumluluğunu alma ve onu dönüştürme motivasyonu sağlar. Ben dili kullanımı kendi his/düşünce/davranışımızı odağa alarak karşımızdaki kişiye yaşanan durumun bizde yarattığı şeyi ifade etmeyi içerir. Bu dili hayatımıza oturtmak da yine zaman ister, süreç gerektirir. Fakat kullanıldığında etkili iletişimler sayesinde harika ilişkiler, ortaklıklar ortaya çıkar. Besleyici ve dönüştürücüdür.
ATÖLYE SONRASI- GERİ BESLEME/BİLDİRİM
Katılımcılarla çemberde ip atma yerine kelime üretebilecekleri, aynı zamanda hepsinin iletişimin bir parçası olduğu vurgusunu içeren başka bir uygulama da kurgulanabilir. Sıkıldıklarını gözlemlediğim katılımcılar oldu. Bir de bazı grupların rekabet duygusu güçlü idi. İkinci kısımda onunla baş etmek zor oldu. Bunun da önüne geçebilmek adına ip atma uygulaması yerine büyük grubun kaynaşmasını hep beraber hareket etmelerini sağlayacak bir uygulama tercih edilebilir.
Bir yandan da birbirlerine olumlu nitelendirmeler yapmaları önemli bir deneyimdi. O kısmı değerlendirirken çoğu günlük hayatta bunu yapmaktan kaçındıklarını, uygulama esnasında yaparken de garip hissettiklerini dile getirdiler.
Bu nedenle araç değiştirilebilir ama olumlu niteleme ile kelime üretme ve her biri iletişimin bir parçası vurgusu kalmalı.
Birlikte bir şey üretmekten çok keyif aldıklarını çokça dile getirdiler.
Rekabet ortamını önlemek adına grup çalışmalarına başlamadan amacımızın birlikte bir şey üretmek olduğunu, farklı kategorilerde yer aldıklarını ve sunumlardan sonra bir seçim vs. yapılmayacağını belirtmek önemli oluyor özellikle yaygın eğitim deneyimi olmayan gruplarla çalışırken.
UYGULANAN GRUPLAR HAKKINDA BİLGİ
18 - 25 yaş arası üniversite hazırlık sınıflarına uygulandı.
Toplamda 120 öğrenci uygulanan atölyelere dahil oldu..
✏️ Emine ÖZKAN